yağmurlu bir cuma sabahında merhabalar...aslında bana göre üsküdarda öğlen oldu ya neyse:)az evvel girebildim eve.yağmur oldu mu istanbul trafiği tam bir kabus...bu havada bir de atraksiyon peşinde olan kimi sürücüler, ki onlar genellikle bay sürücülerdir, olayı daha da çekilmez boyuta taşıyolar...bir de tuvalet olayını trafikte geçecek zamana bırakan bayan sürücüler var...dikiz aynasını tuvalet masası niyetine kullanıyorlar.trafigin yavaştan da olsa ilerledigini geç farkediyor ve arkadaki aracın sürücüsünden ağız dolusu iltifat alıyorlar.hah, trafiği kilitleyen unsurlardan biri olan otomoto dergilerinden pörtlemiş gibi son model, hiper süper lüks otomobil ve jipleri anmadan geçemeyeceğim.şahsen benim de en çok onlar ilgimi çeken onlar.normal akışta yanınızdan geçerken anca rüzgarını farkedebildiğiniz otomobil, burun farkıyla sağınızda solunuzda olunca ister istemez tüm aksamını dikkatle gözden geçiriyorsunuz.eşim her sabah benim ''bi araba gördüm var yaaaa !!!''diye başlayan muhabbetimden gına getirdi:))
yazımı kaydedip gittim...vakit bu vakit oldu..neyse silmiyorum artık, buradan devam etsin.ah istanbul hobo çantanın bir diğer versiyonu bu da...her ikisini de geçtigimiz haftasonu dikiş kampında tamamlamıştım.tıpkı aşağıdaki paris temalı clutch gibi...
hobo çantanın bir yüzünü yalı ve tramvay,diğer yüzünü de kız kulesi süslüyor.çift taraflı kullanılabilmesi amacıyla minik kapağını yapmadım.
bu da evvelce hobosunu diktigim ville de paris'in clutch formu.vaye butikten sipariş edilmişti.sağolsunlar teslim ettiğimde pek begendiler...
resimde sap detayı kapağın bir kenarını havaya kaldırmış...farkedememişim ,yenisini çekme imkanım da olmadığından böyle oldu...karizmamı çizmesin diye böyle açıklıyorum işte:))
evettt...bölük pörçük bir yazıyla daha bugünlük aranızdan ayrılıyorum.daha da şu saatte görüşürüz yazmam:)yazamıyorum...mahcup oluyorum...
hepinize şimdiden iyi haftasonları diliyorum.