1 hafta önce
15 Ekim 2011 Cumartesi
yeni kumaşlarım(ız:)
bu güzellikler henüz bugün geçtiler elime.ilk görüşte aşk yaşadık tüm diğer kumaşlarımla oldugu gibi.bu kez sizinle paylaşmak niyetiyle bi dünya aldım:)
siz de benim gibi eğer 'onlar benim olmazsa uyuyamam' diyorsanız yorum kısmına ya da mailime yazıverin...ancak bi dünya derken bir kişilik bir dünyadan bahsediyorum öyle we are the world manası falan çıkmasın:))
turkuaz ve beyazdan çanta dikmek istiyorum...
pembesinden de pijama filan dikmek istiyorum fırsat bulabilirsem.
gelelim genel bilgilere;
kumaşlar poplin-likra karışımı.boyuna doğru hafif esnekler.genişlikleri 160 cm.etek ya da gömlek hatta isrerseniz tulum bile dikebilirsiniz.:)patchwork için de uygun bence. daha evvel hafif esnekliği olan kumaşlardan minik mutfak örtüleri ve elbezleri dikmiştim ben,zorlanmamıştım.amerikan servis olabilir mesela.sonra kalın bir astarla birlikte çanta da olabilir.hatta mevresim takımı ve pijama takımı olabilir, ne güzel yatakla bütünleşirsiniz:)ben üçünü kombinleyip kıza patckwork bir yatak örtüsü yapmak istiyorum ama vakit lazım işte.
her üçünün de metre fiyatları 15 tl...acele eden kazanır ,sona kalanın durumu malum:)
Etiketler:
kumaş,
pop art kumaş
14 Ekim 2011 Cuma
ah istanbul - ah paris:)
yağmurlu bir cuma sabahında merhabalar...aslında bana göre üsküdarda öğlen oldu ya neyse:)az evvel girebildim eve.yağmur oldu mu istanbul trafiği tam bir kabus...bu havada bir de atraksiyon peşinde olan kimi sürücüler, ki onlar genellikle bay sürücülerdir, olayı daha da çekilmez boyuta taşıyolar...bir de tuvalet olayını trafikte geçecek zamana bırakan bayan sürücüler var...dikiz aynasını tuvalet masası niyetine kullanıyorlar.trafigin yavaştan da olsa ilerledigini geç farkediyor ve arkadaki aracın sürücüsünden ağız dolusu iltifat alıyorlar.hah, trafiği kilitleyen unsurlardan biri olan otomoto dergilerinden pörtlemiş gibi son model, hiper süper lüks otomobil ve jipleri anmadan geçemeyeceğim.şahsen benim de en çok onlar ilgimi çeken onlar.normal akışta yanınızdan geçerken anca rüzgarını farkedebildiğiniz otomobil, burun farkıyla sağınızda solunuzda olunca ister istemez tüm aksamını dikkatle gözden geçiriyorsunuz.eşim her sabah benim ''bi araba gördüm var yaaaa !!!''diye başlayan muhabbetimden gına getirdi:))
yazımı kaydedip gittim...vakit bu vakit oldu..neyse silmiyorum artık, buradan devam etsin.ah istanbul hobo çantanın bir diğer versiyonu bu da...her ikisini de geçtigimiz haftasonu dikiş kampında tamamlamıştım.tıpkı aşağıdaki paris temalı clutch gibi...
hobo çantanın bir yüzünü yalı ve tramvay,diğer yüzünü de kız kulesi süslüyor.çift taraflı kullanılabilmesi amacıyla minik kapağını yapmadım.
bu da evvelce hobosunu diktigim ville de paris'in clutch formu.vaye butikten sipariş edilmişti.sağolsunlar teslim ettiğimde pek begendiler...
resimde sap detayı kapağın bir kenarını havaya kaldırmış...farkedememişim ,yenisini çekme imkanım da olmadığından böyle oldu...karizmamı çizmesin diye böyle açıklıyorum işte:))
evettt...bölük pörçük bir yazıyla daha bugünlük aranızdan ayrılıyorum.daha da şu saatte görüşürüz yazmam:)yazamıyorum...mahcup oluyorum...
hepinize şimdiden iyi haftasonları diliyorum.
Etiketler:
ah istanbul,
clutch,
hobo,
hobo bag,
hobo çanta,
istanbul temalı çanta,
leyya bag's,
paris
12 Ekim 2011 Çarşamba
neva ve saba kardeşler:)
bu küçük kardeş ''neva''...aslında a üzeri uzatma var ama ben onu nasıl yapacağımı unutuyorum hep :)malumunuz ''neva'' klasik müziğimizde bir makam adı...
tuti-i mucize guyem ne desem laf değil,
çarh ile söyleşemem ayinesi saf değil
bu arayı müzikle bağlamak lazımdı...e onca edebiyat okuduk değil mi, şuraya bestelenmiş iki dize serpiştirmek hakkımız olsun:)zeki mürenden dinleyiniz tabii benden değil:)))
bu da ''saba''...o da yine bir makam adı ...aslında edebiyat ve müzik dersinde bir sürü isim not almışım. acemaşiran gibi,zırgüle gibi,bolahenk gibi ilh...ama en tanıdıkları neva ve saba geldigi için onları kullandım....bir sonraki modelin adı bolahenk olabilir mesela. içimde kaldı o da:)
eveeet...bugünki olayımız budur arkadaşlarım.dün çok konuştum ya, bugün sükut edeyim diyorum.hepinize sevgi ve selamlarımı gönderip gidiyorum.yarın akşam bu saatlerde görüşmek üzere....dıp dıbı dıp dıp:)
haa unutmadannnn.gelmişken begenilerinizi facebook beğen butonunda da göreyim lütfen.parmaklar çalışsınnn eccük.ezik miyim neyim:))
11 Ekim 2011 Salı
ah istanbul clutch.
bu da' ah istanbul' serimizin clutch formu.( bu büyük harf, küçük harf olayına sinir oluyorum.kimi zaman vicdanım acıyor ama zırt pırt capslock tuşuna basmaya üşeniyorum ne yapayım.edebiyatçıların yüz karasıyım:)
kapağı iyice büyüttüm artık.sırf kapak bi çanta oldu :)üşenmedim zincir sapını da ekledim Allahıma şükürler olsun:)bi de şunları pasaja yükleyebilirsem benden iyisi yok...gerçi epey zamandır ürünlerime anasayfada yer vermedikleri için kızgınım onlara.trip olsun diye pasaj kutucuğumu da sayfamın ennnn dibine attım:)ohhh canıma değsin:))dün de emeksensinden iki çantam birden satın alındı, n'aberrr!!! iki kere ohhhh canıma değsin:))(tmm nisbetimi de yaptım burayı de geçebiliriz:)
bu paragrafı da şahsi meselelerime ayırıyorum;
1-blogger kimi sayfalara yorum yazmama izin vermiyor (sanki kimin atına eşşek demişiz!!!:)
bu nedenle yorum kısmında anonim seçenegini işaretlemeyen arkadaşlardan seçeneği serbest bırakmalarını rica ediyorum.hani bazen yorum yazacağım tutuyor.yazıyoruuuummm yazıyorummmm tam profil seçeceğim bir bakıyorum ki anonim seçeneği yok!!!hayda hepsi çöpe gidiyor..e yazıktır günahtır samimi duygularıma...
2-hmmm neydi???hah geçen yazılarımdan birinde ilk kez denedigim için biraz acemice olan bir clutch çantayı kullanmak isteyen varsa göndereyim demiştim yaa...işte o çanta lilacsmelle gidiyor.random onu seçti .isteyen istemeyen diye ayırmadım doğrusu tüm yorumları kattım işin içine:)gel gör ki random sonucunu sayfama aktaramadım bir türlü.ayyy bilmiyorum ben o kadar yaaa.40 yaşındayım teknolojiyle ancak bu kadar başedebiliyorum öff aman:)
3-işte bunu gerçekten unuttum diyordum ya, hatırladım...bir arkadaş bana mim göndermişti.kim oldugunu mevzunun ne oldugunu unuttum.öyle yoğunum ki yorumlar içerisinde aramak işkence gibi. bağışla beni arkadaşım.
(kesin şimdi ben yayınla diycem yaaa 10 tane daha madde gelecek aklıma:)
Etiketler:
ah istanbul,
clutch,
el çantası,
el yapımı kumaş çanta,
istanbul temalı çanta,
leyya bag's
10 Ekim 2011 Pazartesi
ah istanbul...
pek yorgunum bugün.bir de başağrısı kiiii, canıma okuyor.hani yaprak dökümünün annesi vardı,hayriye hanım... başağrısı çektiği vakitlerde kafasını tülbentle sımsıkı bağlardı .hah aynen onun gibiyim şu an.bir zamanlar başımın yerini bile bilmezdim oysa ki...hey gidi gençlik:)
neyse , fazla cız cız etmeden konuya dönüyorum.geçtiğimiz bütün hafta boyunca ,fırsat buldukça beni saadete boğan yeni kumaşların arasında debelendim durdum.en sevdiklerimden ve sipariş edilenlerden birer ikişer çanta diktim.resimde gördüğünüz 'Ah İstanbul' serisinin bir üyesi.bir de zincir saplı clutch formunda olanı var, onu da bilahare yorumlarınıza sunacağım.
geçtiğimiz hafta ailecek yaptıgımız Eminönü ziyaretinde çektiğim İstanbul resimleri var sırada...hazır ah İstanbul temalı çanta dikmişken onları da konuya bağlayayım diyorum...hem içinde İstanbul özlemi taşıyan arkadaşlara iyi gelmez mi:)
buyrun,bir bardak çay eşiliğinde Şehr-i İstanbulu seyre dalalım...
çay , alışveriş ettiğimiz bir esnafın ikramı...
bu kedicikle tam da evden çıkarken karşılaştık.tıpkı bizim guruya benziyordu ,acaba onun yavrusu filan mı diye takıldık. eve almak çok isterdim ama bizim saldırgan guru zarar verir endişesiyle vazgeçtim.daha dün bahçede kendisini severken bir anda nevri döndü ve kollarımı paramparça etti eşşek:)neyse bu da bir yavru İstanbul kedisi diyerekten konuya bağlıyorum...
İstanbul deyince denizi anmadan olmaz...e deniz deyince de ,denizanasız olmaz...adı üstünde bakın, denizanası :))(ohh neyse bunu da bağladım bi şekilde:)
hah işte....gerçek bir İstanbul kesiti ...çantadaki gibi...
Ve tabii meşhur Galata Kulesi...eski resimlerine baktım da ,şu etrafındaki paçavra binalar yapılmazdan evvel ne kadar da güzelmiş manzarası.
Bir Mimar Sinan şaheseri...Haziresinde Hürrem Sultanın da yattığı Süleymaniye Camii...o da çarpık kentleşmeden nasibini almış ne yazık ki...
bunu da farklı bir zamanda çekmiştim...tripotu kurmaya üşenince böyle soyut bir çalışma oldu:)
bunlar da bu yaz balıkçılığa merak salan oğlumun istediği mantarlar...o hooo zaten eminönü gezisi en çok ona yaradı:)
Etiketler:
ah istanbul,
hobo bag,
hobo çanta,
istanbul temalı çanta,
leyya bag's
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)