döndük nihayet...
bu yazlık olayını kim keşfettiyse, ona hiç de iyilikler içermeyen duygularımı gönderiyorum...bana kalsaydı şayet, asla tercih etmezdim bu iki evlilik halini...fakat nasıl derler bilirsiniz;''emir demiri kesermiş'':)
bu kareleri görünce siz, ''nanköre de bakın, millet doğal olsun diye 2 metre karelik balkonunda maydanoz,soğan yetiştirmek için can atıyor, bu da bulmuş bunuyor!''diyebilirsiniz...deyiniz efendim...deyiniz...son 10 senedir eşim de aynını söylüyor...ben alışkınım :)))
üç-beş gün amenna...hatta bir aya kadar sıkabilirim dişimi, ama olay neredeyse kesintisiz yaz mevsimini kapsayınca işin rengi değişiyor bende...

neyse efem bu kadar cız cız yeter...döndük işte:)resimlerin kimileri bahardan,kimileri ilk yazdan kalma...bazıları da tazecik...
bu bisikletin 25 yıllık olduguna inanır mısınız?inanın inanın:)
sarıyı tanıyorsunuz...(dil olayına dikkat lütfen:)
guruyu evde bırakıp gitmek fikri hiçbirimize sıcak gelmedi ...onu sepete koyup götürme çabalarımız her defasında tırmalanmayla sonuçlanınca mecburen burada bıraktık. gerçi sarı sayesinde kedisiz kalmadık ama gurunun yerini de tutmadı.çünkü sarı, aşırı derecede uysal .atlamıyor ,zıplamıyor, dahası hiç ısırmıyor ve tırmalamıyor...yemek masasını bırakın verandaya bile asla çıkmıyor. anlayacağınız bejamin button gibi bişey:))neyse ki gerçek kedimiz guru bizi terketmedi .şehre her indigimizde onu yerli yerinde bulduk:)
şimdilik böyle...bu yaz bir kaç yarım yamalak örgü denemesi dışında pek birşey yapmadım doğrusu.malum yaklaşık bir ayı ramazana denk gelince zaten pek takatim de olmadı.bayramı da geçirelim sonrasında birsürü yeni fikirle devam ederiz bakalım:)
hepinize selam...