26 Eylül 2011 Pazartesi

vintage burberryler(immm:)


kumaşı görür görmez vuruldum..ancak bir sorun vardı, kumaş jarse, üzerinde de sedefimsi baskılar var.:)olur mu olmaz mı derken aldım gittim...en kötü ihtimalle fistan diktiririm diye düşündüm.eve geldim ya ,bakıp bakıp, arada da mıncıklayıp duruyorum:)en nihayet bir deneme sürüşü yapmak için cesaretimi toplayıp oturdum makinemin başına.ayhhh!!!iyiki de oturmuşum..neden sonra kalktıgımda elimde bir clutch, bir de hobo çanta vardı:) ne ara kestim, ne ara diktim, inanın bilemiyorum...hani esnekmiş,üzerinde sedefimsi baskılar varmış...deforme olabilirmiş..miş miş miş...hepsi yersiz birer endişeymiş...öyle zevkle diktim ki ,ben bilirim...esnemeye karşı ne yaptım?üst spor dikişleri üst kısımdan değil de astar kısmından(yani tersten) geçtim böylece kumaş esneyemedi:)



sedefimsi baskılar kimi zaman resimde parlamaya neden oldu...ne yapayım:)




ben de flaşsız çekim denedim...üstteki gibi...



gül iliştirdim...fenama gelmedi...



destek malzemesinde de modifikasyona gittim:)artık leyya çantaları daha bir hacimli...daha bir destekli...


neymiş efendim...''malzememiz ne olursa olsun yeter ki niyetimiz çanta dikmek olsun''muş...

bugün bu dönemin ilk ve tek dersine de girdim..eğitim yönetimi.öğğğkkk:) öğretmen oldum da okul müdürlüğü kusur kaldı :))

bugünlükte bu kadarrr.kalınız sağlıcakla.

23 Eylül 2011 Cuma

matruşka hobo çanta


eveeet muradıma erdim en nihayet:)kumaşı keşfetmeme aracılık eden sevgili nilgün'ü bir kez daha sevgiyle anıyorum...


izleyenler bilirler , gerek aplike yöntemiyle  gerekse oyuncak  olarak her aklıma düştüğünde denedigim bir figürdür matruşka.ne yazık ki yakın zaman dek bizde bu tarz temalı bir kumaş bulmak hayal gibiydi...pek çoğunuz gibi onları ancak ecnebi bloglarda görüp özentiyle bakmak düşüyordu benim de hesabıma:)bir kaç cesur arkadaş etsy aracılığıyla filan getirttiler, ancak bu mutlu azınlığın sayısı da bir elin parmaklarını geçmedi.malum enternasyonal alışveriş demek risk demek,beklemek demek, hatta kimi zaman üzüntü ve muz kabuğu demek:)

herneyse uzatmayayım.diyeceğim o ki artık bizim de matruşka kumaşımız var.yerli üretim...küçükçalık firmasının premier markasıyla ürettiği koleksiyonun bir parçası.hem kendi satış mağazalarında, hem de pek çok kumaşçıda rahatlıkla bulmak mümkün.ne diyelim..teşekkürler premier...ama öyle gitti bitti olmasın!!!daha bunun anne-yavru şeklinde sıralanmış versiyonlarını da yapın,farklı renklerde ve desenlerde olanlarını da yapın, sonraaa baykuş figürlü kumaşlar yapın...


bu da ilk heves diktigim matruşka hobo çanta.diğerleri gibi büyük hacimli,gündelik kullanıma uygun bi çanta oldu.detaylar pasajda

şimdi gidip mezgitleri ayıklamalıyım...kızartmalıyım...ardından gidip çocukları okuldan almalıyım...hah demedim di mi bir yıl aradan sonra servis anneliği rolüme geri döndüm.hatta rol gereği bu sabah o yoğun trafikte üstüme çıkmaya çalışan yabancı plakalı bir araç sahibiyle ilk kavgamı da gerçekleştirdim...özlemişim beaaahhh:))))

22 Eylül 2011 Perşembe

gitarcı çöp kız



sevgili esra için diktiğim elektro gitarlı çöp kız çantası ...hikayesini  bir kaç gün evvel  yazmıştım



bir bukle detay...:))şimdi farkettim.gitarın sapını unutmuşum:)


mavi puantiyeli clutchın zinciri de eklendi ...sonra matruşka temalı kumaştan bir adet hobo çanta dikildi bugün:)o da yarınki postun konusu olsun...

20 Eylül 2011 Salı

matruşkalar aşına!!!!



görmüş olduğunuz matruşka kumaş vesilesiyle bugün tam da matruşka temasına uygun düşecek şekilde güzellikler içinde güzellikler yaşadım:)


önce dün matruşka kumaşını bloğunda görüp  derhal iletişime geçtigim sevgili nilgünle bugün için hemencik bir buluşma ayarladık:)sağolsun kırmadı beni kadıköy'e kadar geldi...ben sabırsız,bir yandan  buluşma saatini bekleyip, bir yandan da  bildigim kumaşçıları gezinirken buluverdim zaten matruşkaları. o nedenle bize ancak oturup çay ve muhteşem boğaz manzarası eşliğinde sohbet etmek kaldı.aslında manzarayı tam da kalkarken farkettim,konuşmaktan saga sola bakmak ne mümkün:))paylaşıp konuşacak o kadar çok şey vardı ki...oysa biz birbirimizi sadece bloglarımız aracılığıyla tanıyorduk,şahsi bir tanışmamız olmamıştı evvelce.al sana bloggerı sevmek için bir neden:)

üsttekiler sevgili nilgün'ün benim hazırladıgı hediye paketinden çıktılar.mis kokulu ve dekupajlı,süslü sabunlar ve otantik çoraplar.işin ilginç yanı daha evvel sevgili ayçanın gönderdigi hediye paketinden de , sevgili denizin getirdigi hediye paketinde de doğal sabunlar çıkmıştı.daha ilginç yanı ise benim hiç bahsetmedigim bir sabun koleksiyonumun olması...evet, ben bir sabun toplayıcısıyım:))






baykuş yüzükler de bugünün bana kattığı güzelliklerden...epey zaman olmuştu kadıköy çarşısını gezmeyeli.yaklaşık iki saat boyunca özledigim sokaklarda,özellikle caferağa civarındaki bijuteri dükkanlarında oyalandım durdum...yüzükler o civardaki bir dükkandan ama adını maalesef hatırlamıyorum.üçlü olanı 7.5 , tekli olanı ise 5 kaime.bana pek ucuz geldi,bilmem siz ne düşünürsünüz?bu arada üçlü baykuş yüzük pek enteresan geldi bana.arkasında birbirine yapışık iki adet  halkası var dilediginiz iki parmağınıza birden geçiriyorsunuz,çok hoş duruyor.


aslında çok zamandır görüp hoşlandığım seramik kaftan kolye uçlarından filan da almak istedim ama köküne kıran girmişcesine bir tane bile bulamadım...yerine gümüş kaplama metal bir kaftan aldım, bir de kırmızı ipek kumaş ...bilmem aktık ne vakit ikisini buluşturup boynuma geçiririm:)


eveeet bugün de böyle geçti ,bitti,gittiiii...güzeldi beaah:)

19 Eylül 2011 Pazartesi

nihayet miss turkey...


bilmem hatırlayanınız var mıdır, bundan 6 yıl evvel başlayan blogculuk geçmişimin çıkış noktası geleneksel sanatlarımızdan ebru ile olmuştu.boy boy ebrularımı yayınlamıştım ilk olarak...sonra yemek tarifleri girdi işin içine ardından münyatürlerimi paylaştım bir süre..çantalarım da hemen hep vardı:)geçen sürede geleneksel sanatlara olan ilgim hiç azalmadı ama onlara ayırdıgım süre için aynı şeyi söyleyemeyeceğim maalesef.bu günlerde müthiş bir tekne açma isteği  depreşti bende.ilk fırsatta teknemi açıp  bir iki gün bol bol ebru yapmak istiyorum.zaten kitre de şu havada en  fazla iki gün dayanabilir.
işteee ben bu özlem içerisindeyken geçtigimiz gecelerden birinde hep aklımın bir köşesinde varolan  bir çalışmanın da ilk adımını attım nihayet..gördüğünüz hanım kızımız genellikle minyatür çerçevelerinde rastlaştığınız rakkaselerden biri.daha çook eksiği var elbet .başlığı,saçları, kemeri ,pabuçları ilh...aslına bakılırsa onu sadece çıkarttığım kalıbı denemek için kesip doğradım .istediğim sonuca ulaştıgım için de yayınladım..(bu arada aydingerim bitti, gittim mutfaktaki fırın kağıtlarına dadandım:)sanırım pek çok versiyonuyla resimlenmiş bir çok leyya çantası göreceksiniz ilerleyen zamanlarda..

son olarak,bugün başlayan yeni eğitim öğretim yılımız hayırlı olsun diyor,hepinize sevgilerimi gönderiyorum...