30 Ekim 2010 Cumartesi

leyya bag


 resimdeki kumaştan tamı tamına 15 metre almıştım yaz başında.durum böyle olunca onu sık sık göreceksiniz sanırsam:)üstelik beğenen yalnızca ben değilmişim ki tamamlanır tamamlanmaz uçup gitti.hem de çok güzel bir buluşmaya vesile olaraktan..resimdeki çanta  metal ve mor inek blogunun sahibesi sevgili tubanın artık..malum sayfasında istanbula geleceğini yazmıştı, durum böyle olunca biz de buluşalım dedik.cumartesi güzel bir sohbetin arasına bir de ümraniye kumaşçılar sokağını sıkıştırdık...cici mimi kumaşlar aldık...şu sınavlarım bi bitsin bakcam hepsinin icabına:))

pazartesi 3 sınavım var.yanağımda iki sivilce , üçüncüsü yolda:)çaylar kaaveler havada uçuşuyor...dişim apse yaptı yine...her tarafta kitaplar ,fotokopiler....bi de benim yazarak çalışmak gibi bir geleneğim var...hal böyle olunca battaniyem mahzun ben mahzun bakışıyoruz...herhalde seneye kışa ancak dolanırım ben ona:))


 konu mankenliğimi yapmaya razı olan sevgili kızıma sonsuz teşekkürler..(türkan şoray kanunlarını bile haltettirecek kanunları var:)


 bu çanta kalıbını pek sevdim.uğraştırıyor ama değdiğini düşünüyorum.daha bu kalıpla kesilmiş tamamlanmayı bekleyen üç beş çanta daha var .sınavlarım bi bitsin onların da icabına bakacağım:)bakılacak amma icap icat ettim kendime ya hu:))


astar seçimi sevgili tubadan tam not aldı .kendisi tasarımcı biliyorsunuz.hatta firmasının bir defilesinde benim diktiğim  ilk portföylerden birini kullanıp sevimli duygular yaşatmıştı bana :)

detay...

25 Ekim 2010 Pazartesi

çilek shower


 gördüğünüz ve görecek olduğunuz örtü,yastık ve keçe bebekler sevgili seda'nın çileği  için tasarlandı.siparişin yazın o kavurucu günlerine denk gelmesi neticesinde bitmesi hayli zaman aldı ama bitti:))örtü 1x1 metre ebatında yastıgı 50x50 cm ebatında oldu.


doğrusu beni en çok uğraştıran çalışmalardan biriydi.yıkanınca atmasın diye aplikeleri çok sık yapmaya çalıştım.


yastığımız..


astarımız...


toplu halde kedi hatırası :))


veee keçe bebeklerimizzz..toteme benzediler sanki:))bu arada keçe bebekleri cancan kızım yaptı.açıkcası başta ona pek güvenememiştim hani iğne iplik tutmuşluğu pek azdır..o kendisini akademik kariyere hasretti.derdi davası doktor olmak.hakediyor da..baksanıza şu muntazam dikişlere:))hııı altta duran örtüyü de yakın zamanda diktim.ordan burdan artmış birsürü şeritler vardı.birleştirdim hepsini,alta elyaf koydum bir de astarladım.makineyle eninden ve boyundan dikişler geçtim...çok şirin bi örtü oldu...

24 Ekim 2010 Pazar

divitin cenneti


dün kitap almak için cağaloğluna geçtik ailecek ,dönüşte kapalıçarşıya uğramadan olmazdı .zira kaç gecedir kafamın içinde dolaşıp duran, başımı döndüren  büyücek bir plan vardı...ne tipim ama..bi yandan bunalım,öte yandan tasarım :)zaten kendimi bildim bileli ,hiç tek bir konuya odaklanamamışımdır .beynimin içi bulamaç gibidir her daim..gamı kasaveti beyinden kovmanın en iyi yolu bu bence...neyse büyücek  planımın ilk aşamasını bu sabaha doğru gerçekleştirdim..herrralde uykuda değil:)))siz divitin koleksiyonumu görün şimdilik .arkası gelecek zamanla...bu arada ipekçinin kasımiye defilesinden sonra divitin satışlarında yine patlama oldu.evvelce aldığım farklı desenler şimdi yok..sipariş verdim..bakalım..


 bu da yakın zamanda sipariş üzerine yeniden çalıştığım güllü divitin clutch.bu kez ebat küçüldü bir de uzun sap eklendi...astarı  için çok sevdigim bir aplikelik kumaşıma kıydım.böyle de bi yanım var biliyor musunuz,bazı kumaşları o kadar çok seviyorum ki kesmeye kıyamıyorum.
hele de azsa canıma tak etmeden ellemiyorum:)


bu günlükte bu kadarrrr.herkese iyi haftasonlarııı...hatta nasıl derler bilirsiniz ;
oxoxo:)))

23 Ekim 2010 Cumartesi

ezik leyyanın hobo çantası

 ümüğümdeki basınç hissi  gün geçtikçe artıyor.sanırım yaklaşık üç hafta daha böyle yoğun basınç duygusunun altında büzüleceğim..sonra vizeler bitecek .azcık nefes alacağım sonra finaller başlayacak yine yoğun basınca maruz kalacağım..şu hale bak alçak basınç, yüksek basınç derken yüzüm gözüm buruştu,omuzlarım çöktü sınav kaygısından...oysa daha henüz 40 yaşımdayım:))
 sizi de bu berbat haleti ruhiyeye ortak ettim kusura bamyayın:)güya acılar paylaşılınca azalırmış...külliyyen yalan!!!!
en iyisi ben sizi yazın diktigim bir hobo çantayla baş başa bırakayım , kendim de gidip bu gün kapalıçarşıdan hamuduyla birlikte aldığım divitinlerimin arasında biraz yuvarlanayım..belkim negatif enerjimi alır beni optimist kıvama getirirler:)

22 Ekim 2010 Cuma

nefret geldi artık...

oyyy ümüğüm sıkılıyor hissiyatındayım yine.yüzdüm yüzdüm kuyruğuna geldim ama kulaç atacak takatim de kalmadı sanki...meşhurdur ya , eski milli eğitim bakanlarından hasal ali yücel'in  'okullar olmasa milli eğitimi çok güzel yönetirdim ''sözü, benim derdim de aynı minvalde.şöyle ki; şu sınavlar olmasa okula ne güzel gidip gidip gelirdim:))şimdi işin yoksa sivilce çıkarıp çoluğa çocuğa madara ol,uykusuz her gece moduna gir,böğürünceye kadar kahve iç,ikide bi yatağın içinde gözlüğü kaybet-bul...vallahi nefret geldi artık...göz göre bunalıma giriyorum ya hu..
bu arada bloguma resim yükleyemedim her nedense...zaten bu yazıya uygun iç karartıcı bi resim de yoktur arşivimde:)bu da böyle olsun vesselam....

21 Ekim 2010 Perşembe

amerikan servislerim ve minik hayvanat bahçemiz:)


sevisleri yazlıkta dikmeye başlamıştım ama araya siparişler girince tamamlanamadılar .dörde tamamlanıp mutfak masamızı   şenlendirecekler emmeeee kimbilir ne vakit:))


 nasıl dikildiğini görmek isteyenler şu yazıma bakabilirler. yalnız bu kez orta parça kare değil dikdörtgen şeklinde kesildi.daha dikiş kenarlarının yorganlaması var, orta kısımlara da isim filan işlemeyi düşünüyorum..


battaniyemin üçte biri oluştu:))akşamları çocuklar uyuduktan sonra minderime kıvrılıp hatır hatır örüyorum.


tanıştırayım, kedimiz guru:))ağustos ayında bulduk onu.daha doğrusu o bizi buldu.her yaz köyde bir ya da bir kaç kedi musallat olur bize, hatta bi kaç yıl evvelkine hasseten musallat adını vermiştim:))guru da bahçe girişindeki ağaca tırmanıp kalmış .oğlum indirip eve getirdi.geliş o geliş...yazlıktan dönüşte orda bırakmaya kıyamadık guruyu, aldık şehre getirdik,nasılsa kaçar gider dediydik ama ı ıh:))sevgimize öyle karşılık verdi ki bahçeden bir adım dışarı çıkmıyor..kapımızın önünde mıyışıp mıyışıp uyuyor.bunlar ilk bulduğumuzdaki halleri ,şimdi azman gibi oldu.


akşamları patilerini temizleyip eve alıyoruz amaaaa eşimden gizli:)üçümüz de sevmek için birbirimizden çekiştirip duruyoruz .kedi doğal olarak napcağını şaşırıp başlıyor miyavlamaya, bizi ele verince kapının önüne koyuyoruz yeniden:)sonra kavgaya başlıyoruz, hep senin yüzünden!! yok senin yüzünden!! yok ben bişey yapmadım sen ettin:)))


bir de pamuğumuz var biliyorsunuz..pamuk kediyi iplemiyor çünkü onun neredeyse 3 katı büyüklükte:)guru  ilk zamanlar onu görünce gözleri parladı...ahaaa koccaman bi mama ,ye ye bitmez deyip pamuğun üstüne atlayıp atlayıp durdu .sonra gördü ki buna diş filan geçmez bıraktı tavşanın yakasını:))şimdi biri arka bahçede öteki ön bahçede yaşayıp gidiyorlar:)pamuğun teller ardında durduguna bakmayın bahar ayları dışında yuvasına giriş çıkış serbest..

19 Ekim 2010 Salı

yeni eğlencem tığ işi battaniyeler


 son bir kaç haftadır yünlerle haşır neşirim.herkesler ördü etti şimdilerde sıcacık battaniyelerinin altıda keyif yapıyor e ben de kusur kalmayayım dedim..haksız mıyım Allasen:)

bu arada okulda bir öyle bir geçer zaman ki rüzgarı esiyor.merak ettim de iki bakayım dedim.hakikaten dekor konusunda oldukça başarılı gördüm diziyi.çocukluğum ve ilk gençlik yıllarımı hatırladım...ama benim adamım behzat ç. bu sıralar:))kırık dökük aşk hikayelerindense bol ekşınlı diziler daha sürükleyici geliyor.behzat ç.nin repliklerine hasseten bayılıyorum.
-ne la!!!
-sırıtma laa!!!
-kes laa!!!
-yat yere yat yere polis!!!



 battaniyemi bir an evvel bitirip soğuk kış gecelerinde ona dolanmak için sabırsızlanıyorum:)


artık toplu taşıma araçlarını kullandığımı söylemiştim di mi..okula gitmek için iki vesait kullanmam gerekiyor ...işe aksiyon katıştırmak için araya bi de yürüme mesafesi ekliyorum çoğu zaman.işte o yürümelerden birinde yıllar evvel kadıköyde otururken uğradığım yüncüyü hatırlayıverdim.hay hatırlamaz olaydım !!!her fırsatta yolumu cebren ve hileyle yüncünün önüne düşürüyorum...e önünden geçmekle yetinmiyorum tabii..her defasında kendimi altıyoldan aşağıya kocca bi torba dolusu yünü peşimsıra sürüklerken buluyorum:)kabus gibi yaaaa!!!biri durdursun beniii..

18 Ekim 2010 Pazartesi

read me:)

 ithal kumaşların sonuncusu bu.en çok bunu sevdim, o yüzden de metrelerce aldım.onunla daha uzun süre zevkle çalışacağımdan eminim:)hatta patch work tasarımlarında da kullanmayı düşünüyorum.
 desenler dağınık olunca farklı kombinasyonlar üretme şansım oluyor haliyle:)e bu da ayrı bir keyif doğrusu..

 işte versiyonların bir diğeri...
cancan oğlum hızla iyileşiyor.şifa dilekleriniz için hepinize sonsuz teşekkürler ediyorum.

16 Ekim 2010 Cumartesi

l was in paris


sıradaki güzellik 'l was in paris'... bundan da 5 adet muhtelif boyutlarda diktim.çok tarz oldular çokkk:))



 kumaşın desenleri dağınık olunca her bir model diğerinden az biraz farklı oldu bittabii...

hergüne bir post demiştim ama olmadı. benim balküpüm zona hastalığına yakalandı.bir kaç gündür doktor ,ilaç eh bol bol da poh poh:))malum zona tamamen stres kaynaklı bir hastalık.şeker tanemin duygusal bir yapısı oldugunu biliyordum ama olaylardan bu kadar etkilendiğini tahmin edemezdim.çok sevdiği öğretmeni bu yıl emekliye ayrıldı.öğretmenimi istiyorum diye mırın kırın ediyordu ama konuşarak onu ikna ettiğimi sanmıştım...kimbilir daha başka neleri kurdu durdu o güzel kafasında...çabuk iyileş tatlı patatesim:)

13 Ekim 2010 Çarşamba

ı was in london

  bahsettiğim ispanyadan ithal kumaşların ilki  'l was in london'...
sırada 'l was in paris' var. bir de bir evvelki postta taslak halinde gördüğünüz gazete baskılı olanı.bu kumaşlara birservet ödediğimi demiştim değil mi:))ama değdi bence.çok zevkle kestim diktim..bir de opsiyonel uzun sap ekledim istenirse çapraz asılabilsin deyü:))ama henüz resimlemedim.muhtelif boyutlarda altı tane diktim.soonracıma bi tane de sırt çantası diktimmmm  aynı kumaştan.ilerleyen zamanlarda burada olacak o da.


bir adet iç görünüm

bu da yüzükoyun yatarken:))

12 Ekim 2010 Salı

hergüne bir post!!! (şimdilik:))


 eveeet dediğim gibi hergüne bi post..ama öncelikle içten ve sıcacık karşılama mesajlarınız için herbirinize teşekkürler ediyorum.zaman buldukça hepinizi ziyaret edip teşekkürümün ayrıntılı dökümünü bırakacağım sayfalarınızın yorum kısmına:)maalesef okul hala vaktimin büyük çoğunluğunu alıp götürüyor.bu dönemden sonra staj ve bir kaç ders kalacak, umuyorum ki önümüzdeki bahar  dönemini de atlatınca tam 40 yaşında çiçeği burnunda bir Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olacağım:))yazılarımı takip edenler bilirler her dönem kabuslarımı süsleyen bir ders olur,bu dönem de gelenek bozulmadı:)bu kez formasyon derslerinden ölçme değerlendirmeyle başım dertte...höfff:))


öğrenciler yerine kumaşlarımı ölçüp biçip kendimi rahatlatmayı tercih ederim,eminim bu tarz ölçmelere ve değerlendirmelere maruz kalan öğrenciler de benim gibi düşünürler:)


 eccükte çantamıza gelelim:)resimdekini diker dikmez taktım koluma,ebatları büyük olduğu için özellikle okulda çok işime yaradı .tüm ıvırımı zıvırımı rahatlıkla doldurdum içine hatta yer bile kaldı:))
modele henüz bir isim düşünmedim...


bu da en yakın plan görünüşü olsuuunnn:)


bunlar da aynı modelden kesilmiş tamamlanmayı bekleyen çantalar...

bu arada yazlığa gitmeden evvel sevgili bydnz ile tanıştık bizzzz...onu atölyemde ağırladım, üstelik her baktığımda 'ahh! bunlardan ben de olsa' dediğim sevimli yurtdışı kökenli kumaşlarıyla birlikte:)sağolsun onlardan benim asla kıyamayacağım kadarını hediye olarak almış gelmiş:)sohbetimize bakılırsa sanki yıllardır tanışıyor gibiydik...seni tanıdıgıma çook sevindim denizcim..ilk fırsatta denizin hediye ettiği kumaşların da en azından resimlerini göstereceğim size.
şimdilik bu kadarrr...bu isli puslu havada kalkıp okula gitmek öyle zor geliyor ki...

11 Ekim 2010 Pazartesi

merhaba

yılan hikayesine döndü şu bağlantı meselesi....hemde öyle böyle değil anakonda boyutunda:))neyse artık bloğuma kavuştum şükürler olsun. patlayana kadar hergün biriken projelerimi yayınlayabilirimm:))ilki yine bir mutfak aksesuarı;

resimdeki çanta yine ekmek torbası olarak  yaz başında  sevgili zikriye için tasarlanmıştı, o da Almanyadaki ablasına hediye etti ..böylece çantamız teee alamanyalara gitti:))