bu sevimli köpek bizim köyün maskotu niteliğinde..bildim bileli çeşmenin karşısındaki evin önünde durur.dolayısıyla ona selam vermeden su almak imkansız...gençliğinde ortaçağ efsanelerinde suyun başını tutan ejderhalara benzerdi ama artık çok yaşlandı:)
gün akşam olmuş...
ben öldürmedim!!! ben öldürmedim!!!buldugumda çoktaaan son nefesini vermişti..ay bunlar fotosentez mi yapıyolardı yoksa:))
sabahları bahçeden iki hıyar bi domates toplamak için çıktıgımda bu canavar yuvalarına rastlar, saçlarıma kadar ürperirim.hayatta en kortktuğum üç şeyin üçü de örümcektir herhalde:))buna mukabil bir senedir uzaktan da olsa resimlerini çekebiliyorum:))
tosbağa kardeşşşş...bunlar bizim bahçenin süne zararlıları...hertürlü sebzeye diş atar,mundar ederler...yakalayınca götürüp bahçenin dışına bırakıyoruz ama ne fayda şaşmaz bi pusulaları var:)) bi keresinde iki kaplumbağanın kavgasına şahit olmuştum böğürtlenlerin dibinde...ohh nasılsa diken battı canım yandı dertleri yok..kabuklarının tokuşturup, yuvarlanıp duruyorlardı:)
canım hatcemin memleketinden gelen tel peynir..(umarım yanlış yazmadım adını) peynirli yumurta için çok ideal...
oldum olası kurbagaları biiirrr,sümüklü böcekleri ikiiii ,timsahları üçççç, çok sevmişimdir..şimdilerde buna bi de komando (komodo) ejderi eklendi.
riva plajı...yorumsuz....
hüda-yı nabitler...
bizim chililer...cayır cayırrr:))
Kayıtlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder